Anayasalcılık ve Demokrasi

Stok Tükendi

Anayasalcılık ve Demokrasi

Barkod: 9786053994091
Stok Sayısı: Stokta Yok
Basım Tarihi: 4-2017
Baskı Sayısı: 2. Basım
Sayfa Sayısı: 160 Sayfa
Ağırlık: 160,00 Gram
Boyut: 16,00 (en) x 23,00 (boy)
Cilt: Ciltsiz
Kağıt: 2. Hamur
Basım Yeri: İstanbul - Türkiye
Basım Dili: Türkçe

30,00 TL
24,00 TL

Anayasalcılık ile demokrasi, günümüzde en çok tartışılan, aralarındaki ilişkiler bakımından çağdaş demokrasilerde teorik ve felsefi düzeyde gerilimlere yolaçabilen kavramlardır. Ancak bu gerilimlere rağmen anayasal demokrasiler, tarih boyunca bu iki kavramı bağdaştıracak mekanizmaları geliştirmiş, çoğunluk iktidarını sınırlamış, bireyi devlete karşı koruyan sistemleri oluşturabilmiştir. Elbette ki, bunların başında temel bir fikir olan kuvvetler ayrılığı gelmektedir. Bu ilke zaman içinde farklı anlamlar kazanmış olsa da, korumuş olduğu öz; yargı organının siyasal organlar karşısında süregelen bağımsızlığıdır.

Türkiye’de anayasa hukukunun önde gelen isimlerinden olan Prof. Dr. Ergun Özbudun, Anayasalcılık ve Demokrasi adlı bu eserinde, iki kavram arasındaki gerilimin tarihsel kökenini temel alarak, karşıt ilkelerin dengelenebileceğini, bunların da toplumların gelişimi ile bağdaştırılabileceğini ele alıyor. Özbudun, yaşadığımız toplumda da sürekli tartışılan, hele günümüz Türkiyesi’nin siyasal yaşamında adeta değişmez gündem maddesi olan konuyu incelerken, ülkemizin hâlâ anayasalcılık ile demokrasi arasındaki makul ve ölçülü dengeyi sağlayacak mekanizmaları oluşturamamış olduğu sonucuna varıyor.

Gerçekten, Türkiye’de yakın zamanlara kadar anayasalcılık ve onun getirdiği yasal araçlar; uzun yıllar askerî ve bürokratik yapılara, seçilmişlerin iktidar organlarının hareketini sınırlama hakkı gibi görülmüş, aynı zamanda, geçmişte yaşanan askeri darbelerin gerekçesi olarak da gösterilebilmiştir. Özbudun’a göre, bugün iki ilke arasında gidip, gelen sarkacın ucu diğer yöne, anayasal denge ve mekanizmaların görmezlikten gelindiği ve zayıflatıldığı tarafa doğru bilinçli olarak çevrilmiş bulunmaktadır. Oysa sağlıklı ve sürdürülebilir, çağdaş bir demokratik rejim ancak bu iki temel unsurun makul ve ölçülü dengesinden geçmelidir. Yazarın bu özlü çalışması, demokrasi içinde gelişecek vatandaşlık ve anayasa bilincine önemli bir katkı sunmaktadır.